Pardus ve sonrası…

Eyüpsultan Belediyesi olarak 2015 yılında Pardusa ilk geçen İstanbul ilçe belediyesiyiz. Pardus dönüşümünün, ne kadar başarılı ve sürdürülebilir olduğunun canlı bir kanıtıyız. Bu nedenle tüm yöneticilerime şükranlarımı sunuyorum.

Bugün burada, bir çok konuşmada yapıldığı gibi Pardus Projesinde yaptıklarımızı, ne kadar başarılı olduğumuzu, Pardusa nasıl geçtiğimizi anlatmayacağım. Bilakis ben bugün sizlere daha çok Pardus ve açık kaynaklı yazılımların yaygınlaşmasına ket vuran noktalara değineceğim. Çünkü herkes başarılarını anlattıkça sorunlu kısımlar karanlıkta kalıyor ve gözardı ediliyor, gözardı edildikçede çözüme kavuşmaları zorlaşıyor.

Dijital dönüşümün elektronik daktilo ve hesap makinası ile yapılmadığı ortadadır. Dolayısı ile her şey bilgisayarlar üzerinde gerçekleşiyor. Süreçlerin ve iş yapış şekillerinin hızla dijitale aktarılması gerçekten önemli ve mutluluk verici. Lakin bunu yaparken kapalı kodlu sistemleri ve bunlara ait yazılım dillerini kullanmak, bizleri dışarıya karşı daha fazla bağımlı yapmaktadır. İşte tam bu nedenle Pardus İşletim Sistemi ve açık kaynak kodlu yazılımlar ile de bu işlerin yapılabileceğinin, ve insanlarımızın bir alternatife sahip olduğunun anlatılması gerekmektedir.

Kapalı kodlu bir işletim sistemi ile ne kurduğumuz hayallerde ne de gerçek hayatta özgür olamayız. Bu nedenle dijital dönüşümün işletim sisteminden başlaması gerekir.

Aksi halde lisans paralarını ödemiş oldukları halde , uygulanan ambargo sebebi ile, sahip oldukları grafik uygulamalarını kullanamayan bir ülkenin durumuna biz de düşebiliriz.

1. Nokta

Pardus hakkında hakkında internette bulabileceğiniz somut 2 şey vardır: Biri Pardus ISO’su diğeride Pardus yönetim aracı olan Lider/ahenk sunucusudur. Fakat bir dönüşüm projesinde bunlar tek başına yeterli olmamaktadır. Standartların belli olmaması ve eksik dokümantasyon Pardus dönüşüm projelerini zora sokmaktadır.

Özellikle talimatlar, yönergeler ve hata ayıklama dokümanları sayesinde yeterli ekibi ve bilgisi olmayan kurumlar bu dönüşümü kendi başlarına daha kolay yapabileceklerdir.

Hakeza Pardus istemcilerinin varolan aktif dizin sistemlerine entegrasyonunu sağlayacak araçların bulunmayışı da ayrı bir sıkıntıdır. Kurumların bazıları bu konuyu kendi ekipleri sayesinde çözerken , bazıları aynı yeteneği gösteremiyor. Bu durum dönüşüm projesinin son bulmasına veya istenen etkiyi gösterememesine sebep oluyor. Aktif dizin entegrasyonunu kendileri çözen kurumlarda , karanlıkta fil tanımı yapanlar misali, farklı farklı araçlar kullanmaktalar. Bu durum ise hem hata gidermede hem de bilgi paylaşımında zorluklar yaşanmasına sebep olmaktadır.

2. Nokta

Pardus işletim sistemi de, diğer işletim sistemleri kadar kolay kullanıma sahiptir. Asıl sorun, siz Pardus kullanmaya başlayıp, birşeyler ürettikten sonra ortaya çıkmaktadır. İşte ancak o zaman etrafınızı çeviren hükümranlığın farkına varıyorsunuz. Ürettiğiniz şey en basitinden yazılı bir metin belgesidir. Evet, Pardus ile yüklü gelen ve diğer işletim sistemlerinde de ücretsiz olarak kurulup kullanılabilen Libreofis uygulaması ile hazırladığınız belgeleri bir kişi ya da kuruma gönderdiğinizde alacağınız cevap “bu dosya formatını açamadık, lütfen belgenizi diğer ofis uygulamasında hazırlanmış olarak gönderin” olacaktır.

Çünkü piyasada kabul gören belge biçimi kapalı kodlu uygulamalara aittir. Bu özgür iradenize ve seçim hakkınıza karşı verilmiş bir cevaptır. İşte, bu yüzden Pardusu kurmak basit ama kullanmak zordur. Eğer gerçek bir dijital dönüşümden bahsedecek isek öncelikle açık belge biçiminin tüm yurt genelinde kullanılabiliyor olması için gerekli politikaların hazırlanması ve çalışmaların başlatılması gereklidir. Yoksa yapılan her Pardus Dönüşüm Projesi, kendi arsasına alelacele ev yapan insanların durumunu çağrıştırmaktan öteye gidemeyecektir

– Ayrıca Kamuda kullanılan bir çok benzer uygulamada bir birlik bulunmamakta, her kurum kendi bilgi becerisi ölçüsünde ebys, eimza vb yazılımlar üretip kullanmaktadır. Bu durum doğal olarak uyum sorunlarını beraberinde getirmektedir. Halbuki etkin bir kurumun önderliğinde, tek bir çatı altında toplanıp veya ortak metodlarda birleştirilip web tabanlı teknolojiler kullanılarak Pardus üzerinde çalışmalarının sağlanması daha akla yatkındır.

3. Nokta

Belediye olmamız hasebiyle bir takım yazılımlar kullanıyoruz. Bunlardan bir tanesi Yönetim Otomasyon yazılımıdır. Bu yazılımlardan bir çoğu günün gerekliliklerine sahip olacak şekilde web tabanlı olarak değil masaüstü uygulamaları şekilnde geliştirilmeye devam edilmektedir.

Üstelik bunların hepsi yerli yazılım firmalarıdır ve ürünlerinin %100 yerii olduğu ile övünmektedirler. Kapalı kodlu sistemler ve bunlara ait yazılım dillerinde geliştirdikleri uygulamalar bu sisteme olan bağımlılıklarını arttırmakta ve dolayısı ile bu yazılımı kullanan kurumları da aynı bağımlılığa düçar etmektedirler.

Tabi bu işin birde veritabanı boyutu var. Doğal olarak verilerin depolanacağı ve ihtiyaca göre sınıflandırılacağı şekilde saklanmasını sağlayan yazılımlarda da kapalı kodlu veritabanı uygulamaları öne çıkmaktadır. Kapalı kodlu veritabanı uygulamaları çok büyük lisans maliyetlerinide beraberinde getirmektedirler.

Kaldıki açık kaynak kodlu ve güvenilirliği dünyaca kanıtlanmış veritabanı yazılımları bulunmaktadır. Bunlara örnek olarak Postgresql gösterilebilir ama ben bunu kullanmak istiyorum diyemezsiniz çünkü varolan sistemini kimse değiştirmek istemez.

4. Nokta

Birde sorun gidermek veya bir sorunu iletmek için kamu kurumlarına yaptığımız başvurular var. Bu süreçte bize karşı iyi niyetle yaklaşıp, Pardusta yaşadığımız sorunları çözmek için uğraşan kişilere özellikle teşekkür etmek isterim. Maalesef bu kişilerin sayısı bir elin parmaklarından fazla değil. Öyleki bazı kurumlarda santralden öteye geçemediğimiz durumlarda mevcut. Derdinizi anlatacak birisini bulsanız dahi projenin çapı içerisinde sizin sorununuz önemsiz bir nokta olarak görüldüğünden kaale dahi alınmıyorsunuz. Tabi proje geliştirilirken paydaşlardan fikir alınmaması, projeyi sunan firmanın teknolojik yönlendirmesi, proje sahibinin konfor alanını terk edememesi, teknik personelin bildiği ile devam etmek istemesi nedenleri ile kapalı kodlu sistemler üzerine yeni tuğlalar koyarak etrafımızdaki duvarı her geçen gün yükseltiyor ve sağlamlaştırıyoruz.

Sonuç,

Özellikle genç nesil Pardus İşletim Sistemi ve açık kaynak kodlu yazılımlar ile tanıştırılmalı, trend olan yazılım dillerinin öğrenilmesi sağlanmalı, ve hatta başı-ortası-sonu belli olan, altyapısı hazırlanmış politikalar ile desteklenmelidir.

Bunca dönüşüm projesinden bahsedilmesine rağmen hala kullanılacak yazılımlar ve dokümantasyon hakkında bir standart bulunmaması işleyişte bir sorun olduğuna işarettir. Dolayısı ile Pardus dönüşümünü sözde değil özde gerçekleştirmek için ilgili kurum veya kurumların gerekli adımları atması şarttır.

Pardus özelinde açık kaynaklı sistemlere geçiş veya kullanımı net bir şekilde belirlenmiş politikalar ile desteklenmeli ve bir işleyiş haline getirilerek zaman zaman akla gelen bir malzeme olmaktan çıkarılmalıdır. Aksi halde toplum tarafından destek göremeyen güdük bir proje olarak kalmaya mahkum olacaktır. Benzer yansımaları katıldığım çeşitli etkinliklerde görüyor ve üzüntü ile karşılıyorum. Kurum ve kuruluşlar kim daha çok Pardus dönüştürecek diye bir yarışın içine girmiş gibi hareket etmekteler. Evet sayısal çoğunluk güzel bir şey ama nitelik olmadan salt sayısal hesaplarla sürdürülebilir bir dönüşüm elde edilemeyeceği bilinmelidir.

https://www.eyupsultan.bel.tr