Açık kaynağı kullanan ve katkıda bulunan belediyeler mali, yasal ve sosyal sorumluluklarını dengeliyor, Danimarka’nın kamu hizmetleri topluluğu açık kaynaklı uygulamaların geliştirilmesindeki çabalarını bir araya getiren belgeyi tamamladı.
OS2, ‘açık kaynak belgesi’ ile belediyelerin açık kaynaklı yazılımlar ile ilgili yasal sorunlarını yanıtlamayı hedefliyor. Belge, genel Danimarka bağlamına ve OS2 topluluğuna açıklık getiriyor. Ayrıca belgede, Tallinn e-Devlet beyannamesi, Komisyon’un ISA ve ISA² programları ve Avrupa Birliği Kamu Lisansı (EUPL) gibi Avrupa girişimleride inceleniyor.
Belirtilen belgede, Danimarka ve Avrupa tedarik kurallarının bir belediyenin sunulan yazılım çözümlerinin açık kaynak Lisansı altında bulunması gerektiğini belirtmesine nasıl izin verdiğini açıklamaktadır. Avukatlar,” açık kaynak gereksinimi, satın alma kurallarının amacı olan açık rekabeti teşvik ediyor ” diyor.
Başka bir bölümde ise , belediye için özel olarak geliştirilen yazılımın açık kaynak olarak kullanılabilir hale getirilmesinden bahsedilmektedir. Burada hukuk uzmanları, bunun hem belediyenin hem de vatandaşlarının çıkarlarına uygun olduğunu belirtiyorlar.
Hukuk uzmanları ayrıca belediyelerin OS2 topluluğuna projeleri ne zaman getirebileceklerini belirlemelerine yardımcı olmak için bir karar ağacı (“beslutningstræ”) oluşturdular.
Açık kaynak notunu açıklayan OS2, Belediye üyesi temsilcilerinde yasal açıklamaları memnuniyetle karşıladığını belirtti. Örneğin, Vallensbæk belediyesinin sayısallaştırma Başkanı (ve OS2 Yönetim Kurulu Üyesi) Marie Gottlieb Danneskiold-Samsøe’den alıntı yaparak, hazırlanan belgenin, açık kaynak’ı başarılı bir platform haline getirmesi için büyük bir engeli kaldırdığını söylüyor.
Açıkkaynağı teşvik etmek için 2019’te kurulan bir STK olan open Denmark da, yasal açıklamaları memnuniyetle karşıladığını belirtti.
Danimarka’nın 98 belediyesinden 64’ü (veya üçten ikisi) OS2 üyesidir.
Peki, ya bizde?
Son dönemde bilişim ile ilgili STK lar dijital dönüşüme dair yayınlar hazırlayıp, etkinlikler düzenlemekte ve dijital Türkiyenin önünü açmaya çalışmaktadır. Verilen uğraşları takdir etmemek olmaz.
Bununla beraber sözkonusu edilen tüm dönüşüm hareketleri halihazırda kullanmakta olduğumuz kapalı kodlu sistemlere göre dizayn edilmekte ve yaygınlaştırılması için hummalı bir çalışma yapılmaktadır.
Dijital dönüşüm ile atik, çevik bir Türkiye yakalamak isterken, dijital bağımlı bir Türkiye’ninde yolunu açıyor olabileceğimiz aklımıza geliyor mu?
Yapılan dijital dönüşüm çağrıları içinde Pardus işletim sisteminden bahseden kimseyi duymadım. Açık kaynaklı belge biçimininde bir tercih olarak sunulması gerektiğinden bahseden kimseyi görmedim. Dahası açık kaynaklı yazılımları dijital Türkiye’nin gündemi yapma çabasında olana da rastlamadım.
Açık kaynaklı özgür yazılımlardan oluşan yeni Türkiye’ye yakışır bir ekosistem kurulup gelecek nesillere atik, çevik ve özgür bir dijital Türkiye bırakılması bu kadar ütopik bir düşünce olmasa gerek.
Yazının orijinalini aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.
https://joinup.ec.europa.eu/collection/open-source-observatory-osor/news/balancing-all-duties
Kariyerime 26 yıl önce başladım. Windows ve Linux sistemlerinin kurulumu, yapılandırılması, yönetimi ve bakımı dahil olmak üzere birden fazla sistem üzerinde uzmanlaştım.
Açık kaynak dünyasındaki en son gelişmelerden haberdar olmaktan ve Linux hakkındaki en son araçları, özellikleri ve hizmetleri denemekten hoşlanıyorum.
Son 6 yıldır sistem ve ağ yöneticisi olarak görev yapıyorum ayrıca Pardus Dönüşüm Projesini yönetiyorum ve Pardus İşletim Sisteminin yaygınlaşması adına uğraş gösteriyorum.
Boş zamanlarımda açık kaynaklı uygulamaların Türkçe çevirisine katılıyorum ve The Document Foundation üyesiyim.